16 Eylül 2010

özledim kadıköy ve kahverengiyi

çok kızıyorum bazen kendime,durup bi bakıyorum aynaya,ulan ne yaptın sen,senin ne suçun vardı,bu kadar kötü yaşantın olmak zorunda mıydı diyorum.çok kızıyorum tanrıya ve elçilerine,ne olurdu sanki bir kere olsun değer verdiğimi elimden almasan?.
 
anılar odamda sanki,hepsi dolaşıyolar masamda,bardak kenarında bir ruj izi var sanki,kıvırcık bir saç teli,uzun,biraz açık renkli.
 
şimdi çok yalnızım biliyorum,çok korkuyorum yalnızlıktan ve onun arkadaşlarından.seviyorum desem hala gözlerin güler mi diye de düşünmüyor da değilim.
 
herşeyden öte aşk biter mi hiç? denizde yosun olsa sevgi unutulur kalır mı hiç orda? geçmiş yaşanmışlıklar unutulur mu umarsızca ve umursamazca? bu oyun hileli,hayır gerçekten hileli.

 eksik bişeyler var biliyorum.tam orda.tam üstünde ve tam yanında.sanki,sanki ölmüş gibiyim ama ben hiç ölmedim ki.yaşadıklarım geliyo bir bir aklıma.acaba son anlarımı mı yaşıyorum diyorum,fakat,fakat ben gidiyorum burdan ve yaşıyorum biliyorum.

 kadıköyü özledim sevgilim ve kahverengiyi.kalbini hissetmeyi,dudaklarını ve bebeksi tenini.seni ben yapmışım ben ise sen olamamışım.şimdi çok üzülüyorum,ama olsun,ben seni bekliyorum.keşke,keşke şimdi arayıp hayatım benim dese diyorum ama biliyorum ki hayat beni sevmez ve hayatın beni artık görmek istemez rakı sofralarında.yok,yok geçmem artık kadıköyden,gidip görmem o yosun kokulu dalgalarını ve raylarına tükürdüğümün semtini.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ne bakıyosun yazıcaksan yaz.